Amerikalı Geline Kına Gecesi

New YORK`ta çalıştıkları film şirketinde tanışıp evlenmeye karar veren 30 yaşındaki Yetkin Yüce ile 25 yaşındaki Jocelyn Dupre Karabük`ün Safranbolu İlçesi`nde evlendi. Amerikalı gelinin ellerine kına yakılıp, türküler söylenirken, Jocelyn ve ailesi oyunlara eşlik etmeye çalıştı.

New York`ta bir film şirketinde çalışan Yetkin Yüce ve Jocelyn Dupre, 3,5 yıldan bu yana devam eden arkadaşlıklarının ardından evlendi. Jocelyn Dupre`nin, Türk geleneklerine göre evlenmek istemesi üzerine Safranbolu`da bulunan bir otelde kına gecesi düzenlendi. Türküler söylenerek Jocelyn Dupre`nin kınası yakıldı. Ayşe Yüce`nin gelini Jocelyn Dupre`nin avcunun içerisine çeyrek altını koyması ardından kınası yakıldı. Daha sonra Jocelyn Dupre ailesiyle birlikte damadın Yaylacık Mahallesi`ndeki kına gecesine katıldı. Davul zurna eşliğinde karşılanan gelin, damatla birlikte oynadı. Jocelyn`ın babası Roger ve annesi Joan Dupre ve yakınları Türk akrabalarıyla birlikte oyunlar oynayarak eğlendiler. Jocelyn Dupre ve ailesi davulcuya paralar taktı.

Jocelyn Dupre, Yetkin Yüce ile tanıştıktan sonra Türkçe öğrenebilmek için kursa gittiğini belirterek, 'Ailem Yetkin`i çok seviyor. Daha önce hiç gelmediğimTürkiye`ye Yetkin`le birlikte 3 defa geldim ve ailesiyle birlikte kaldım. Uluslararası ilişkiler okurken Türkiye hakkında birçok şeyi öğrendim. Düğünümüzün Türkiye`de yapılmasını istedim. Yetkin`le birlikte Antalya, İzmir, Marmaris, Konya, Kapodokya`yı gezdik. Türk insanı çok güzel, çok yardımsever. Amerika yeni bir ülke ama Türkiye çok eski bir ülke. Çok tarihi var ve o yüzden de çok farklı bir ülke' dedi. Yetkin Yüce üniversite eğitimin ardından Amerika`ya gittiğini belirtirken, şöyle konuştu:

'Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunuyum. New York Üniversitesi`nde ise Medya Yönetimi Bölümü`nde eğitim gördüm. 5 yıldır film şirketinde çalışıyorum. Eşimle de 3.5 yıl önce tanıştık. Nişanlandık ve şimdi de kına gecemiz yapıldı. Annem, babam, herkes eşimle çok iyi anlaşıyor. Onu çok sevdiler. `Bizden biri` dediler. Eşim, Türk örf, adet ve geleneklerine göre düğün yapmayı çok istedi, ben de onu kıramadım.”