Eren`den Salvolar

“Safranbolu Adaletli Yönetilmek Zorunda” “Hayırsever Bir Kişinin 15 TL’lik Su Borcu İçin İcra Takibi Vermişler” “Seçimin Favorisi CHP’dir” “Allah Büyüktür’ Diyip Rüşvet Alıp Vermeyiz” “Safranbolu’nun Kara Kutusu SAKE

SİYASET 4.03.2014 12:35:51 0
Eren`den Salvolar

CHP Safranbolu Belediye Başkan Adayı Mustafa Eren, “Tarihi Çarşı ve Sorunları” konulu düzenlenen toplantıda konuştu. Birçok konuda açıklamalarda bulunan Eren, Safranbolu Belediyesi tarafından açılan SAKEM’e geçen yıl aktarılan paranın 4 milyon TL olduğunu söyledi.

Eren, hayırsever bir vatandaşın 15 TL’lik su borcuna haciz götürüldüğünü belirterek, bu hayırsever kişinin Safranbolu’ya yaptıklarının toplamanın yaklaşık 2 milyon TL olduğunu söyledi. Safranbolu Belediyesi’nin seçimden sonra bin 300 dosyanın icraya götüreceğini belirten Eren, bin 600 ihbar name beklediğini kaydetti.

Sandıklara mutlaka sahip çıkmaları gerektiğini belirten Eren, “Ben inanıyorum ki bundan sonraki süreçte yine el birliği ile eksikliğimizi, noksanlarımızı kendi içimizde tamamlayıp yolumuza devam edeceğiz. Artık son viraja doğru girmeye başladık. Her geçen gün süre biraz daha daralıyor. Allah nasip ederse bir ay sonra bu günlerde Türkiye’nin her tarafında olduğu gibi Safranbolu’da da belediye başkanının kim olduğu belli olacak. Hayırlısı ne ise o olsun. Sizlerin gücü, sizlerin desteği, sizlerin çabası bu inandığımız yolda bizleri başarılı kılacak. Bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarda özellikle kadın kollarımıza gençlikle kollarımıza, teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Bizden daha fazla emek sarf ettiler. Herkes ulaşabildiği dostlarına arkadaşlarına ulaşıp derdimizi anlatmamız lazım. Biz şehri her gün arkadaşlarımızla dolaşıyoruz. İnanlarımızın teveccühünü biz görüyoruz. Geçen seçimde yaşadıklarımız hep beraber biliyoruz. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, sandıkların azizliğine uğradığımızı ifade edebilirim. Geçen seçimle ilgili bizim Yüksek Seçim Kurulu’na yapmış olduğumuz müracaat halen sonuçlanmadı. İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittik, Türkiye’de tek örnek, geçen dönem ki seçimler İnsan Hakları Mahkemesi’nde, 4.5 yıldan fazla zaman oldu ama bir netice çıkmadı. Sandıklara mutlaka sahip çıkmamız gerekiyor. Kimse neme lazımcılık yapmamalı. İşin temli sandıklar. Biz ne kadar mücadele edersek edelim, siz evinizin içine ne kadar değerli eşyalar koyarsanız koyun ama kapıyı açık bırakırsanız, hırsız gelip bu eşyaları alıp götürüyor. Bütün emekler bir anda boşa gidiyor. Bunları geçen seçimlerde yaşadık. Bu mevcut iktidarın mahir olduğu bir konu var. Bunlar çalmasını çırpmasını çok iyi biliyorlar. Hiçbir şey olmamış gibi yüzleri kızarmadan yine meydanlara çıkıp konuşabiliyorlar, bize düşen doğru bildiğimizi halkımızla paylaşmak. Son 5 yıldan beri Safranbolu’da olup biteni hepimiz görüyoruz” dedi.  

 

Diğer Adaylar Kendine Rol Biçmesin

“Bu seçimin favorisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir” diyen Eren, şunları söyledi:

“Yarışacağı parti de doğal olarak iktidar partisidir. Diğer partiler kendilerine bir rol biçmesinler. Bu iş fazla şamatayla tantanayla olmuyor. Ortada geçmişten bu gün gelen emek var, çalışma var, ortaya konulan eserler var. Safranbolu’da yaşayan bütün insanlar bunu biliyor. Allah nasip ederse bu mührü alırsak daha füzelerini yapmak bizim boynumuzun borcudur. Ama bunu el birliği ile yapacağız. Bizim herkesin oyuna ihtiyacımız var, her kesin oyuna ihtiyacımız var. Biz Genel Başkanın söylediği gibi herkesle kucaklaşıyoruz. Bizde ötekileştirme yok. Bazı partiler çok tehlikeli sulara adım atıyorlar. Şimdi bölgesel toplantılar yapıyorlar. Bu memleket ne çektiyse bölgecilikten, ne çektiyse ayrımcılıktan çekti, ne çektiyse bölücülükten çekti. Kesinlikle biz bu işin içinde olmayacağız. Safranbolu’da yaşayan herkes bizim vatandaşımız, burada yaşayan herkese biz hizmet etmek zorundayız. Safranbolu’da yaşayan herkesten oy istemek en tabi hakkımız. Kimseyi bölmeden, parçalamadan, ötekileştirmeden, darıltmadan mücadelemize devam edeceğiz. Sizden de bu mücadeleyi istiyorum. Biz inanıyoruz ki, biz bu işi başaracağız. Tek şansımız başarmak, bundan başka alternatifimiz yok. Hepimiz bir birimizle kucaklaşacağız. Biz uzanabildiğimiz her arkadaşımıza uzanacağız. Allah nasip etti 10 yıl yaptım bu görevi, yine bu süreçte önce güvendiğimiz Allah sonra sizlersiniz. Bizim bir başkasının elinden tutmamıza ihtiyacımız yok, kimse bizim elimizden tutmasın, yeter ki siz elimizden tutun. Ben hiçbir zaman sizin önünüzden yürümeyeceğim, arkanızda da olmayacağım, biz her zaman yan yana olacağız, yan yana birlikte yürüyeceğiz. Safranbolu’daki yanlışları söylemek bizim boynumuzun borcu.”

 

O Kitapçıklar Yapacağımız Her Şeyi İfade Etmiyor

Dağıttıkları kitapçıklardakilerin belli başlı sorunlar olduğunu belirten Eren, “Dağıttığımız kitapçıklarda bulunanlar bizim yapacağımız her şeyi ifade etmiyor. O kitapçıklarda bulunan belli başlı bulunan sorunlar, bir belediyenin yapması gereken çalışmalar her yerde aynı. Belediye yolu yapmak zorunda, su ihtiyacını gidermek zorunda, çöpünü gidermek zorunda ama Safranbolu’da son 5 yıldan beri gördüğümüz bir şey var. Safranbolu yüzünü medeniyete değil, çağdaşlığa değil, Batı’ya değil Doğu’ya dönmüş. Bu memleket bizim Safranbolu dünya kenti olarak yüzünü Batı’ya dönmek zorunda, çağdaşlığa dönmek zorunda, çağdaş insanların yaşadığı kentte yapılan hizmetlerde buna örnek olacak şekilde olmalı. Ama maalesef Tarihi Çarşı’da her geçen gün turizm geriye gidiyor. Burada esnaflık yapan arkadaşlarımız var. Safranbolu’nun bugününün dünden çok iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Her geçen gün geriye giden bir ekonomi, geriye giden turizm var. Sayısal olarak turist sayısının çok olması buradaki esnafın karnını doyurmuyor. Buraya gelen turist profili değişti. Buraya gelen turist günü birlik geliyor, hatta bedava geziler var, yiyeceklerini de torbalarına koyup geliyorlar, Hıdırlık Tepesi’nde çay içip gidiyorlar. Safranbolu bunu hak etmiyor, Safranbolu daha güzel şeyleri hak ediyor. Diğer bölgelerimize gittiğimizde, oradaki hemşerilerimizin şikayetlerini dinlediğimizde ortaya çok ciddi sorunlar çıkıyor. Otobüslerin gitmediği, otobüs seferlerinin yeterli olmadığı, gelişmiş mahallelerimiz var” diye konuştu.

 

100 yıllık Dava Olun Bulak Suyunun Yarısını Buraya Aktardık

Bulak suyunun yarısını Safranbolu’ya aktardıklarını kaydeden Eren, şöyle devam etti:

“Sıkıntılı yerler var. Safranbolu’da yaşayan insanlarımız halen daha suyun kalitesinden şikayet ediyor. 1987 yılında yapış olduğumuz arıtma tesisi o tarihten bu tarihe kadar çalıştırılmıyor. Harabe haline geldi. Esentepe’de, Bağlar’da, aşağı mahallelerdeki bütün hemşerilerimizin şikayeti suyun kalitesizliğinden. Ellerinde olan tesisi maalesef çalıştırmıyorlar. Genç arkadaşlarımız bu sorunların geçmişte çözülmediğini zannede bilirler, neredeyse 100 yıllık dava olan Bulak suyunun yarısını Safranbolu Belediyesine alıncaya kadar göbeğimiz çatladı. Safranbolu kenti yaşadığımız güzel şehir, eğer bu su ihtiyacı karşılanmamış olsaydı bugün Kerbela’ya dönerdi. Karasu’dan gelen su maalesef arıtmaya sokulmadan direk Kavaklar’daki depoya verildi. Arıtma tesisini elektrik fazla gidiyor diye çalıştırmıyorlar. Bunları Safranbolu’da yaşayan insanlarımız hak etmiyor. Safranbolu’da daha güzel şeyler yapılmalı mı? Tabi ki yapılmalı.”

 

Bunların Zihniyetindeki Cumhuriyetle Kavgayı Anlamak Mümkün Değil

Festivallerin kalite yönünden geriye gittiğini kaydeden Mustafa Eren, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Safranbolu’da festivaller yapılıyordu. O zaman ki festivallerle şimdi yapılan festivalleri karşılaştırın, her geçen gün kalite yönünden geriye giden bir festival. Her geçen gün farklı şekilde değerlendirmeleri yapılan, insanlarımızı çağdaşlıktan yana değil Batı’dan yana değil Doğu kültürüne adapte etme çalışması var. Safranbolu’da şuanda çağdaşlığın bir örneğini yaşayabiliyor musunuz? Safranbolu gibi dünya kentinde Avrupa’da gördüğümüz gibi güzellikleri görebiliyor musunuz? Bunlarda bir adet var, maalesef kendilerinden önce kim ne yapmışsa onu yıkma adeti. Gözünüzün önüne bir getirin, Kıranköy’de bir havuz vardı yıkıldı, anıt meydanı ikinci defa yıkıldı, gençlerin tabiriyle Flamingo yolundaki havuz yıkıldı, Köyiçi’ndeki havuz, kıyıldı, Emek Mahallesi’ndeki aydınlatma direkleri toptan söküldü. Hastane altında bulunan şelale 15 yıldır çalıştırılmıyor, Gümüş Tepesi’ndeki Atatürk heykeli ve Türkiye haritası 1999’dan beri çalışmıyor. Bunların zihniyetindeki cumhuriyetle kavgayı anlamak mümkün değil, bunların zihniyetindeki Atatürk ve silah arkadaşlarıyla ilgili kavgayı anlamak mümkün değil. Ama biz mücadelemizi sonsuza kadar devam ettireceğiz. İnandığımız şeylerden bizi hiç kimse vazgeçiremez.”

 

CHP’linin Evinde Ayakkabı Kutularının İçinden Para Çıkmadı

CHP’lilerin evinden ayakkabı çıkmadığını belirten Eren, şöyle konuştu:

“CHP’iler olarak burada bulunan herkes gibi Türkiye’nin her yerinde ki partili arkadaşlarımız ‘Ben Türk’üm’ diyen, ‘Müslüman’ım’ diyen herkesin orta değeri var. Hiç kimse bizi bayrağımızdan, ezanımızdan, Kur’an’ımızdan vazgeçiremez. Hiç kimse bizi Cumhuriyet Halk Partililer olarak ötekileştiremez. Bunlar bizim vazgeçilmez değerlerimiz. Bizim hem inancımız gereği hem siyasetimiz gereği biz onlar gibi rüşvet alırken de rüşvet verirken de ‘İnşallah, Maşallah, Allah büyüktür’ diyip rüşvet alıp vermeyiz. Bugüne kadar hiçbir CHP’linin evinde ayakkabı kutularının içinden para çıkmadı. Hiç kimsenin kendi efradıyla ilgili şaibeli durumu olmadı. Aslında bunlar yerel siyasette söylenmeyecek şeyler. Belki benim söylediğimden alınganlık yapan arkadaşlarımız olabilir. Ama insanımız bir şeyi bilmek zorunda. Şu iki ay içerisinde yaşadığımız süreçte olan olaylar, başka iktidarlar döneminde olmuş olsaydı ne iktidar kalırdı, ne hükümet kalırdı. Ortalık toz duman olurdu. ‘İstikrar sürsün’ İstikrar nasıl sürsün? Emekli aç, emeklilerimizin sorunlarını biliyoruz. Bir şekilde bankaya bağımlı hale gelmişler. Doğalgaza girmişler borçlanmışlar, montolamaya girmişler borçlanmışlar, çocuklarına kredi almışlar borçlanmışlar. 25 sene öncesine dönün. Birçok arkadaşımız KARDEMİR’den emekli, KARDEMİR’den aldıkları maaşla bir kooperatife girip ev sahibi olabiliyorlardı. Şuanda KARDEMİR’de çalışan bir arkadaşımızın böyle bir şansı var mı? Suyun ücretini herkes bunu proje olarak ortaya koyuyor. Su ücretini düşürmek proje falan değil. Allah nasip ederse ilk Encümen toplantısında ‘suyun fiyatı yüzde 50 düştü’ dersiniz, ilk meclis toplantısında düşürürsünüz olur biter. Biz bunu geçmişte yaptık. Emekli arkadaşlarımız hatırlar, hem otobüslerden hem de su ücretlerinden yüzde 50 faydalanıyorlardı.”

 

SAKEM Kara Kutu

Safranbolu SAKEM’e geçen yıl 4 milyon TL para aktarıldığını belirten Eren, SAKEM’in kara kutu olduğunu söyledi. Eren, “Safranbolu Belediyesi’nin kara kutusu SAKEM. SAKEM, düşünce olarak çok doğru. Orada çalışan arkadaşlarımızın yaptıkları çok doğru, ama işleyişte çok büyük yanlışlıklar var. Orada usta öğreticilik yapan 35 tanesi belediye personeli, 20 tanesi de Halk Eğitim’den gelme. Orada emek sarf ediyorlar, oraya gelen kursiyerlere bir şeyler öğretiyorlar, buraya kadar hepsi çok güzel. Geçen yıl buraya aktarılan para 4 milyon TL. Bizim gayri resmi yoldan elde ettiğimiz rakam bunlar. Burada her öğlen yemek çıkıyor. Eğer yandaş iseniz orada karnınızı doyura bilirsiniz. 4 milyonun karşılığında belediyenin kasasına ‘0’ TL girmiş. Akşam evlere yemek servisleri var. Doğru bildiğim şeyleri paylaşıyorum. Eğer siz yandaşsanız, birilerinin yakınıysanız, gününüz varsa, pastanız, böreğiniz oradan eve geliyor. Şimdi seçim zamanı geldi, oradan fakir fukaraya, gıda maddesi olarak, makarna bulgur bunların alışkanlığı zaten, seçimleri de makarna bulgura teslim ediyoruz, makarna, bulgur oradan şimdiden gitmeye başladı. Herkes oyuna sahip çıksın. Biz ya makarna, bulgura tekrar teslim olacağız ya da olmayacağız. Eğer makarna, bulgura teslim olmak istemiyorsa, herkes bugüne kadar çalıştığından fazla çalışacak. Biz artık bu belediye yönetiminden, yerel yönetimden kurtulmak istiyoruz. Onun içinde ‘sizin oyunuza desteğinize ihtiyacımız var’ diyip herkesi ikna etmeliyiz” dedi.

 

Verdiğimiz Maaş KARDEMİR’ ile Aynıydı

Belediyede çalışan ve aynı işi yapan işçiler arasında maaş farklılıkları olduğunu belirten Eren, şöyle devam etti:

“Safranbolu Belediyesi’nde çalışan alın terinin karşılığını alan müteahhitte çalışan 384 tane arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızın maaşları arasında uçurumlar var. Aynı işçi yapan bir işçi ile diğer işçinin maaşı farklı olabilir mi? Maalesef oluyor. Bu arkadaşlarıma sesleniyorum, hiç kimse endişeye düşmesin, hiç kimse belirle tehditlere boyun eğmesin, onların güvencesi biziz. Onların maaşları arasındaki ücret farklılıkların giderecek olan da biziz. Her yıl memura verilecek olan zam kadar bu arkadaşlara zam verecek olanda biziz. Bu arkadaşlara yıllık izin kullanma hakkı verecek olanda biziz. 1989 yılında göreve başladık, hemen toplu sözleşme dönemi geldi, birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız da burada var. O gün KARDEMİR’de grevdeydi. Biz sözleşmede yüzde 300 zam verdik. KARDEMİR sözleşmeyi bitirdiğinde KARDEMİR işçisinin aldığı maaş bizim işçi arkadaşlarımıza vermiş olduğumuz maaş ile eşitti. O gün Safranbolu Belediyesi’nde 155 tane sendikalı işçi vardı. Şuanda sendikalı işçi sayısı 10’un altında. Tamamen bir sömürü düzeni var. Hizmet alımı diye bir madde koydular ne iş yapacaksanız ona göre adam alıyorsunuz. İsmi müteahhide veriyorsunuz müteahhit bu işi yapıyor.”

 

Seçimden Sonra Bin 300 Dosya İcraya Gidecek

Seçimden sonra bin 300 dosyanın icraya gideceğini kaydeden Eren, Safranbolu’ya hizmetler yapmış hayırsever bir kişinin 15 TL’lik su borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını belirterek, “Şuanda beklemekte olan bin 300 tane dosya var. Vatandaşın su ücreti, emlak vergisi diğer belediyenin alacaklarıyla ilgili dosyalar icraya gitmek için bekliyor. Seçimden sonra gidecek. Bin 600 tane ihbar name bekliyor. Onlarda seçimden sonra gidecek. Kış nedeniyle kimse evinden çıkamadı, su ücretlerini okumaya gelen sayaç memurları da olmadı. Şuanda gelen varsa 450’den aşağı faturası gelmiyor. Seçimden sonra bunlara hazırlıklı olun. Biz bugüne kadar konuştuğumuz hiçbir şeyi belgesiz konuşmadık. Bu memlekette büyük hayırlar yapmış, eserler ortaya koymuş, özellikle eğitim alanında yardımlar yapmış bu ağabeyimiz rahatsızlığı nedeniyle su borcunu ödeyememiş. Ödeyemediği borç 15 TL, bu arkadaşımızın Safranbolu’ya yapmış olduğu yatırım belki 2 milyon TL, bununla ilgili icra takibi başlatıyorlar, 15 TL için. 5 tane yandaştan Safranbolu Belediyesi’nin almadığı para 117 bin TL, bu sadece 5 tanesinin. Diğerlerine ulaşmak mümkün değil, ulaşabildiklerimiz bunlar” ifadelerini kullandı.

 

Oy İçin Kırk Takla Atıyoruz

Belediyenin kapısından girmenin mümkün olmadığını kaydeden Eren, şu ifadelere yer verdi:

“Yandaş, kısım akraba, onlar bir taraftan korundu, ama gariban vatandaş da ötekileştirildi, Safranbolu adil yönetilmek zorunda. Geçmişte biz hep doğru yaptık, belediyenin kapısından içeri girebilmek sırat köprüsünden geçmekten zor. Randevu almadan içeri giremiyorsun. Bütün adaylar bende dahil, oy alıp oraya gelebilmek için vatandaşın önünde kırk takla atıyoruz. Geldikten sonra oluyorsun bir efe, içeri girebiliyorsan gir. Biz 10 yıl boyunca bunları hiç yapmadık, 10 yıl boyunca kapımız herkese açık oldu. Her işi yapmışızdır demiyorum, yapamadıklarımız olmuştur. Gücümüzün yetmediği şeyler tabii ki olacak. Elimizde sihirli değnek yok ki vatandaşın her istediğini yapabilelim. Ama vatandaşa şunu söyledik; ‘burası sizim eviniz’ Biz burada geçiciyiz, kiracıyız, süremiz belli. 5 yılda bir kontrat yapıyoruz.”

 

Taksitle Yaşayıp Borçla Ölüyoruz

Kimsenin hayatından memnun olmadığını kaydeden Eren, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Temenni etmem, arzu etmem ama görünen o ki insanlarımız biraz daha duyarlı olmazsa, menfaatlerinin peşine gitmezse ülkemizin geleceği açısından bazı şeyleri çözmüş oluruz, aksi taktirde bu son seçim olur. Bundan sonra kimse demokrasi beklemesin. Türkiye’de bu olan olumsuzluklara rağmen halen daha mevcut iktidar ülkede yaşayan insanların çoğunluk oyunu alıyorsa o zaman yapacak bir şey yok. Hayatından memnun olan kim var? Bir atasözü var, ‘Taksitle yaşayıp, borçla ölmek’ diye herkes taksitle yaşıyor, borçla ölüyor. Bu ülkeyi bu hale biz getirmedik. Ama mevcut iktidara sorduğunuzda 1940’lardan başlıyor. Bugüne kadar hiç kimse geçmişini inkar etmedi. Ben ve arkadaşlarım önce hakka sonra halka güveniyoruz. Gücümüz sizsiniz, siz bize güç verirseniz, siz bize destek verirseniz biz bu işi halederiz. Hiçbir zaman sizin yüzünüzü kara çıkarmayız.”


Cumartesi 13.6 ° / 2.1 °
Pazar 16.2 ° / 1.7 °
Pazartesi 18.4 ° / -1.1 °