KARABÜK BİRİNCİ DERECE DEPREM BÖLGESİ

Gelişen teknoloji ile artık vatandaşların daha da bilinçlendiğini belirterek, “Rasat gözlem noktaları var ve buralardan gün ve gün saniye saniye bizim hissetmediğimizi deprem sonuçlarını oradan alıp gözlemliyoruz. Onları analiz edebiliyoruz. Son dönemde özellikle Kuzey Anadolu fay hattında bizi ilgilendiren bölümde çok büyük bir enerji boşalımı olmadı. Küçük küçük 3 ve 3’ün altı ile 4’ün altında boşlamalar oluyor. Deprem istatistik kurumunun bizim alanımızdaki 100 yılda bir büyük bir yıkıcı deprem olma ihtimalinin bize gönderilen raporlara göre yüzde 50 oranında yıkıcı deprem olma ihtimalinden bahsediliyor” dedi. Şehir olarak kendimizi yeniledikçe bu ihtimal ne kadar yüksek olursa olusun depreme hazırlıklı olmak gerektiğini anlatan Öztürk, “Yeni yapılaşmalarda bu mevcut, eski yapılaşmalarda da ise acil bir şekilde toplu konut ve kentsel dönüşümlerle bunu becerirsek depremlerde bizi fazla korkutmaz. Kentte şuan binaların depreme dayanıklılık testi ile ilgili çok fazla çalışma yok. Özel idare okullar, hastane, halk eğitim gibi yerlerin bir kısmını yaptı. Özel idare peyder peyder bunu yapıyoruz. Geçen hafta 15 bina ile ilgili olarak ihaleye çıkıldı ve bunların testleri bir an önce yapılması iyi olur. Buda Karabük için çok büyük bir avantaj. Çünkü insanların toplu bulunduğu binaların, okul, hastane gibi yerlerin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi yapılarak ona göre tedbir alınmak istenmekte. Bunu da çok kısa zamanda tamamlayacağımızı düşünüyoruz. Karabük’ün yüzde 50 yıkıcı bir depremle karşı karşıya olduğundan vatandaşlarımız artı bilinçlendi. Herkes kendi binasının performans testini yaptırabilir. Eskiden bunu yaptıracak yer bulmazken bugün özel test merkezleri de hizmet vermeye başladı” ifadesinde bulundu. “MODERN BİR CUMHURİYET KENTİ KAVRAMINA SAHİP OLMAK İSTİYORUZ” Karabük Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Öztürk, Karabük’ün 75 yıllık bir Cumhuriyet kenti olmaktan çıkıp, modern bir Cumhuriyet kenti kavramına sahip olmak istediğini söyledi. Türkiye’nin çok hızla geliştiğini ve bunun yanında Karabük’ün de hızla geliştiğini ifade eden Öztürk, “Kentsel dönüşümün kavramı çok önemli. Şuan Yeşilmahalle bölgesine yeni Kentsel dönüşüm projesi yapılacak. Yeşilmahalle geçmişte bir heyelan bölgesi, fakat projenin adı üzerinde kentsel dönüşüm yani ekonomik olarak ömrünü tamamlamış, yada herhangi bir problemden dolayı heyelan gibi diğer tortu akması gibi jeolojik olaylardan dolayı zamanında buralarda problemler oluşmuş ve evler boşaltılmış. Artık Karabük 75 yıllık bir Cumhuriyet Kenti olmaktan çıkıp, modern bir Cumhuriyet kenti kavramına sahip olmak istiyor. Dolayısıyla da kentsel dönüşümüm burada önemi çok ortaya çıkıyor. Bugün yeşil mahalle 45 yıldır aynı yeşil mahalle. Şu anda kentsel dönüşüm projesi başladığı zaman hem şehrimizin tam ortasındaki mezbelelik bir görüntü ortadan kalkmış olacak,hem heyelanlı bir bölge islah edilip modern bir yerleşime açılacak.Biliyorsunuz ki mühendislik teknolojisi uygulandığı takdirde yani zemin etütleri yapıldıktan sonra ona göre, ona bağlı statikler temel sistemleri çözülür ve her türlü ortama bina yapılabilir.Bugün Cevizli dere’ye de yaptık. Cevizli dere eski bir dere yatağıdır ama altına kazıkları çakılarak ana kayaya kadar kazıklar çakıldı. Hemen yeşil mahalle önüne yapılan belediye binası şimdi tıp fakültesine verilen belediye binası da mevcut sahanının üzerindedir orada da kazıklar yapıldı. Jeolojik problemler tedbirler alınarak her türlü şekilde çözülebilir ve bu değerli yerlerde hem şehri etkiler hem de ekonomiye kazandırılmış olur. O nedenle kentsel dönüşümün özellikle Karabük Belediyesi’nin şuanda planladığı Kentsel Dönüşümün hepsinin Karabük şehrinin yenilenmesi anlamında insanların mağduriyetinin giderip modern ortamlarda yaşanmasını sağlanması anlamında çok olumlu buluyorum. Diğer türlü jeolojik problem, alanlar ile ilgili yapılması gerkenleri TOKİ jeolojik etütleri projeye başlamadan yaptırıyor. Sonra uygulamaya başladığında yeniden etüt yapıyor. Gözden kaçan bir şey olmasın ve korkuya maal verilmemesi adına yapılan şeylerin hepsi yapılıyor” dedi. YENİ İMAR ALANLARI AÇILIYOR Kentin jeolojisi dere yataklarının havzalarına kurulmuş bir kent konumunda olduğunu da hatırlatan Ahmet Öztürk açıklamasını şöyle sürdürdü: “Maalesef Karadeniz bölgesindeki bütün yerleşim yerleri bu şekilde. Gönül isterdi ki, Konya ovası gibi bir yere sahip olsaydık ki, caddelerimiz ve yaşam alanlarımız daha modern ve standart olsaydı. Burası çok hızla gelişen bir sanayi ilçesi ve il olmuş bir yer. Buna rağmen çok hızlı bir şekilde toparlanıyoruz. Biraz daha artık modern bir il havasına bürünmeye başladık. Birazcık daha bu işler hızlı yapılırsa artık Karabük bir kasaba yada büyük ilçeden çıkarak il olma kavramını yakalamış olur. Devlet Kamu binalarının yapılarak hizmete girmesi bile bir ilin gelişmesinden en büyük faktördür. Bunları civar illerden gözlemleyebiliyoruz. Kamu hizmet binalarını şehre geliştirebileceğimiz bölgelere doğru kaydırabilirsek daha modern bir şehir ortaya çıkarız. Bizim mevut coğrafyadan dolayı şehrimizi rehabilite etmek ile idare etmekteyiz. Mevcut sahalarımız uygun değil. Yeni yeni bölgeler imara açılıyor. Aydınlık evlerin üst tarafı, Zobran köyünün olduğu yerler. Buralar plana dahil olduğu zaman Karabük birazda il konumuna gelir. Kısa Karabük Kapullu tarafından başlayıp, Aydınlıkeler, Zorban ile Kastamonu yolu üzerine doğru yayılmaya çalışıyor. Buralarda yapılaşmayı biraz daha modern ve bize yakışan bir şekilde planlayabilirsek biz şehir olarak bunu beceririz. Civar illere baktığımız zaman çok katlı binalara müsaade edip yeşil alanı bol bırakıyoruz. Biz de nefes alabilecek ve 200 evler gibi bir enkaz ortaya çıkarmamak için çok katlı binalara müsaade edip yada TOKİ’nin modern binaları gibi alanlar oluşturabilirsek modern bir yaşam alanları ortaya çıkarırız.”