KBÜ´ DE 3. ARKEOLOJİ, SANAT TARİHİ GÜNLERİ KONFERANSI DÜZENLENDİ

Üniversitenin Fen Fakültesi Konferans Salonu´nda gerçekleştirilen III. Arkeoloji ve Sanat Tarihi Günlerine Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Güneş ve Prof. Dr. Mustafa Yaşar katıldı.

Konferansın açılış konuşmalarında;

Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bülent Nuri Kılavuz her yıl kazıları ve çalışmaları ile önemli arkeologları ve sanat tarihçileri bilgi ve deneyimlerini paylaşmak üzere üniversitede misafir ettiklerini belirtti. Öğrencileri bilgilendirmek ve öğretim üyelerinin yapmış olduğu çalışmaları sergilemeleri için bu etkinliği gerçekleştirdiklerini de ifade etti.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar ise, tarihi eserlerin değerlerinin bilinmemesinin hazin bir durum olduğunu, tahrip olan tarihi eserleri yeniden ayağa kaldırıyor olmanın da tarihimiz ve kültürümüz açısından bir o kadar da sevindirici bir durum olduğunu söyledi. Yaşar, bu kadar çok tarihi eserleri olan bir ülkede arkeologlara ve sanat tarihçilerine çok ihtiyaç olduğunu ifade ederek konuşmasını tamamladı.

Açılış konuşmalarının ardından İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özer ‘Edirne Sarayı ve Kazıları´ konulu sunumunu gerçekleştirdi.

Edirne, Osmanlı başkenti olmasından dolayı tarihimiz açısından önemli bir yere sahiptir.

Bakanlar Kurulu kararıyla, 2009´dan bu yana Edirne Sarayı için çalışmalar yapıyoruz. Bursa´dan sonra Edirne´nin Osmanlı Başkenti olması Edirne´nin tarihi eserler bakımından zengin bir konumda olmasını sağlamıştır. Edirne Sarayı da bu zenginliklerden sadece bir tanesidir. Edirne´de, birisi yeni Saray-ı Cedid-i Amire, diğeri ise eski Saray-ı Atike olmak üzere, iki adet saray vardır. Ancak, Eski Saray olan Saray-ı Atik´ten günümüze ulaşan herhangi bir bilgi yoktur.

Edirne Sarayı Topkapı Sarayı´nın bir prototipi

 “Tunca Nehri´nin kuzey ve batı sahillerinde yer alan Saray 1450´li yıllarda II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından genişletilmiş ve esas hüviyetine bu dönemde kavuşmuştur. Elde ettiğimiz tarihi kaynaklara göre saray yaklaşık yüz civarında yapıdan meydana gelmekte.  Topkapı Sarayı´ndan sonra günümüze ulaşan en önemli yapı olan saray aynı zamanda Topkapı Sarayı´nın da bir prototipi. 1800´lü yıllara kadar sürekli yeni eklemelerle adeta bir şehir görünümüne ulaşan saray, Balkan devletleri ve Ruslarla yapılan savaşlarda ise tahrip olmuştur.  Bugün sarayın yeniden ihyası için arşiv kayıtlarında yer alan çok sayıda gravür ve yabancı seyyahların notlarından yararlanıyoruz.” Mustafa Özer,  sunumunu Edirne Sarayı´nın animasyon filmi ile sonlandırdı.

Özer´in “Edirne Sarayı ve Kazıları” sunumunun ardından Karabük Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü akademisyenleri yapmış olduğu kazı ve çalışmalar hakkında katılımcılara bilgiler verdi;

Öğretim Üyeleri ve görevlileri Doç. Dr. Bülent Nuri Kılavuz İznik Orhan Gazi Külliyesi Kazısı, Yrd. Doç. Dr. Ömür Dünya Çakmaklı Labraunda Su Kompleksi Kazıları, Doç. Dr. Lütfiye Göktaş Kaya Karabük- Eskipazar Osmanlı Hamamları, Yrd. Doç. Dr. Tolga Uzun Kuzey Anadolu Osmanlı Dönemi Yapılarında Duvar Resimleri, Yrd. Doç. Dr. Bülent Oral; Geleneksel Sanat Kavramının Post modern Sanat Kavramına Dönüşmesi, Prof. Dr. Orhan Bingöl; Magnesia 2015 Yılı Çalışmaları, Yrd. Doç. Dr. Yaşar Serkal Yıldırım; Batı Anadolu Roma Dönemi Konutlarında Mutfak, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Mutlu; Osmanlı´nın Çılgın Projesi, Konya Ovasının Sulanması, Arş. Gör. Durmuş Gür; Hagios Phokas, Arş. Gör. Ersin Çelikbaş; Parion Antik Kenti Yamaç Hamamı Kazısı, Arş. Gör. Durmuş Gür-  Arş. Gör. A. Nazlı Soykan; Safranbolu Rum Hamamları konulu sunumları ile konferans sona erdi.