“TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA KALDIK.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Türkiye 2001 krizinden sonra radikal düzenlemeleri devreye sokmuş bütçe açığı, kamu borç yükü ve bankacılık gibi temel alanlarda reformlar yapmıştır. 2002 yılında iş başına gelen iktidar 2005 yılında Avrupa Birliği´nde tam üyelik müzakerelerine başlamıştır. Aynı süre içerisinde dünya tarihindeki en yüksek nakit bolluğunu yaşamaya başlamıştır. Özellikle küresel kriz nedeniyle gelişmiş ülkeler dünyayı adeta paraya boğdu. Bol para bizim gibi finansman sıkıntısı çeken yüksek faiz ödeyen ekonomileri coşturmuş ekonomik dar boğazlar aşılmıştı. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin tamamında faiz ve enflasyon düşmüş ihracat ve büyüme artışı olmuştu. Türkiye´de 2002´den sonraki ilk 5 yıl için %6.5 gibi başarılı büyüme yakalanmıştı. 2007 yılına kadar aldığımız yolu yapısal reformlarla sürdürebilmeliydik. Siyasal yapı hukuk ve ekonomi alanında zamanın ruhuna uygun düzenlemeler yapabilmeliydik. Böyle bir yolu tercih etseydik bugün refah trenin de güçlü bir ülke olma yolunda mesafe almış olurduk. Yapamadık. 2007´ye kadar ki başarılı büyüme düşüşe geçti. Son 10 yılın büyüme rakamı 1960´tan beri gerçekleştirilen %4.5´luk Türkiye ortalamasının altında kaldık. Giderekte zayıflamaktadır.” dedi.

“Dünyanın en yüksek faizi ödeyen ekonomilerin başında.”

İşsizliğin 13.4 ile tarihi rekorda olduğunu ve 5-10 bin TL´lik ihtiyaç kredi faizi %25´e yaklaştığına dikkat çeken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “500 büyük firma kazancının 3´te 2´sini faize ödüyor. Türkiye maalesef dünyanın en yüksek faizi ödeyen ekonomilerin başında. Bugün faiz lobisi ne kadar mutludur. ‘Ey faiz lobisi´ diyenler faiz lobisini mutluluktan ters köşe yapmış durumdalar. Biz bu refah trenine neden binmedik? Sebebi ekonomi yönetiminin yetersizliği değildir. Saygın bir iktisatçı, ‘Son 15 yılda tren bizim istasyona 2 defa uğradı ama biz orada yoktuk´ diyor. O zamanlar biz başka istasyonlardaydı başka istasyonda.” dedi.

“Ekonomik çıkıştan niçin düştük?”

‘Ekonomik çıkıştan niçin düştük?´ sorusunu da açıklayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “3 temel kaynağı var. Yapısal hale gelen yolsuzluklar, dış politika serüveni, siyasi moderasyonlar. Yolsuzluk zaman zaman ülkelerin gündemlerinde yer alır. Mesela Almanya´da Cumhurbaşkanı 350 euro´luk kadar otel faturasını bir işadamı arkadaşına ödettiği için soruşturma geçirmiş, iddia doğru bulunmuş, Cumhurbaşkanı görevinden ayrılmış, kendisinden devlet itibarı geri alınmıştır. Türkiye´de de benzeri olmuştur. Rahmetli Özal döneminde kabinede bir bakan yolsuzluk iddiasında bulunulmuş, görevinden alınmış, yargıya intikal ettirilmiş, söz konusu bakan mahkum olmuştur.” dedi.

“Yolsuzluk duman değil ki aşağıdan yukarı çıksın.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Yaygın yolsuzluk hukukun yeterli olmadığı ve demokrasinin kıt olduğu ülkelerde görülür. Şu sıralar şöyle duyuyoruz. Yolsuzluk mu? ‘Efendim doğru ama etrafında altta birileri yapıyor.´ söylenen laf bu. Kardeşim yolsuzluk duman değil ki aşağıdan yukarı çıksın. Yolsuzluk çamurdur yukarıdan aşağı akar. Maalsef Türkiye´de yolsuzluk iddialar zinciri olmanın ötesine çoktan geçmiş bakanlar ve daha üst düzey yöneticilerimizin ifadelerine dönüşmüştür. Yukarıdan yerel yönetimlere kadar yaygınlaşmıştır.” dedi.

“Kamu malının emanet olduğu çoktan unutulmuş.”

Konuşmasına devam eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Milyarlarca liralık yolsuzluk iddialarına karşı ne yargıdan ne hükümetten bir ses çıkmıyor. Kamu malının emanet olduğu çoktan unutulmuş yolsuzluk adeta dokunulmazlık alanına dahil edilmiştir. İşleri kolay. Canları istediği zaman fetva alıyor, dolayısıyla geceyi de rahat rahat uyuyarak geçiriyorlar.” dedi.

“İtibarını bırakmadan bu dünyadan göçmeyecek.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “İmanım gibi inanıyorum ki yolsuzluğa bulaşmış her kim olursa olsun itibarını bırakmadan bu dünyadan göçmeyecek size söz veriyorum göçmeyecek. Yolsuzluk konusunda ahlaki boyut bir tarafa bırakılırsa yolsuzluk atmosferinin yaygın olduğu bir ülkede ekonomik yatırım yapılabilir mi teşebbüs hürriyeti ne kadardır sisteme güven kalır mı?” dedi.

“Ekonominin patronu güvendir.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin kurucu üyelerinden Durmuş Yılmaz´ın basın mensubunun ‘Partinizin iktidarında ekonominin patronu siz mi olacaksınız?´ sorusuna verdiği cevabı paylaşarak Durmuş Yılmaz´ın basın mensubuna, “Ekonominin patronu güvendir güven.” dediğini ifade etti.

(SOD)