Nurten Ertekin


ANNENİN GÖZÜNDEN


 

Hepimiz televizyon izliyoruz. En çok izlediğimiz programlar arasında ise maalesef evlilik programları da yer alıyor. Geçen gün arkadaşlarımla otururken, programa çıkan birkaç kişi hakkında geçen konuşmaları size aktarayım. Herkesin konuyla ilgili yorumları vardı. Bazı arkadaşlar:
-O da bunu hak etti, kendi yaparken iyiydi.
-Ne olmuş canım, dün biriyle konuşur bugün bir başkasıyla. Bu bir evlilik programı sonuçta.
Bu ve buna benzer o kadar ilginç yorumlar döndü ki, sanki orası bir Pazar ve oraya giden insanlar elma, armut seçerek evlerine geri dönüyorlar. Baktım ki sona ermeyecek mevzu, çünkü oradaki insanların ne yaptıkları, kiminle evlendikleri o kadar çok milletin sorunu haline gelmiş ki, bir soru sormadan geçemedim:
-Siz de çocuklarınızı bir evlendirme programında evlendirmek ister miydiniz?
Hepsi bir anda değişti, o denli sevdikleri, izledikleri programlar hakkında aynen şunları söylediler:
-Olur mu öyle şeyi bir kere aile yapımıza ters.
-O da ne demek, çocuklarımıza kendi ailemize uygun bir kız/erkek bulabiliriz. Bizim örf ve adetlerimiz var.
Başka bir arkadaş son sözü söyleyerek:
-Peki o zaman oturduğumuzdan beri neden bunları konuşuyoruz? Konuşacak başka bir konu yok mu? Bunları izleyip çocuklarımızın yanında da böyle konuşursak, çocuklarımıza yanlış örnek oluruz. Sonra istediğimiz kadar örf adet, ailemize uygun değil diyelim. Çocuklarımız bizlere “ Ya anne baba, siz bunları izleyip hakkında yorumlar yapıyordunuz. Şimdi benim yaşadığım şeyler de aynı ne olacak sanki?” dediklerinde ne cevap verebiliriz bilemiyorum.
Bir anda herkes birbirine şaşkın şaşkın bakmaya başladı. Biri konunun kapatılmasını istedi. 
Fakat bu programlara prim veren, hakkında yorumlar yapan, oy gönderen, izlenme rekorları kırdıran da bizleriz. Hep başkalarının bizler için bir şeyler yapmalarını bekliyoruz, peki biz neden elimizden geleni yapmamakta direniyoruz?
Bizler bu programlara bu kadar ilgi göstermesek bakalım bu kadar uzun süre yayında kalabilecekler mi? TV ekranlarına bakın, izlenmeyen diziler bile birkaç bölüm sonra yayından kaldırılıyor. Çünkü halkımız tarafından beğenilmiyor, izlenilmiyor. İşte her şey aslında kendi elimizde. Birazcık irademize sahip çıkarak, başka ilgi alanları edinsek, okusak, öğrensek, araştırsak, oturmalarımızda televizyon ekranlarındaki yapmacık oyuncular yerine kendi sorunlarımızdan, kendi hayatlarımızdan bahsetsek daha güzel olmaz mı?
Evlilik programları ile ilgili araştırma yaparken pek çok ankete rastladım. Bu anketlere katılan insanların %87´si bu programları izlediğini fakat bu programların Türk aile yapısına oldukça ters düştüğünü ayrıca çocuklara yanlış örnek olduğunu belirtmiş. Bu programlar, insanların beyinlerini yıkayarak normalde kabul edilemeyecek gerçekleri çok normalmiş gibi önümüze sunuyor ve bunu sıradan bir olaymışçasına kanıksamamıza neden oluyor. İşin en vahim yanı ise şu: Biz bunları bile bile bu gidişata dur diyemiyoruz. İnsan kendi canına nasıl kıyar? Toplum olarak intihar eden bir insana şunu söylüyoruz:
-Nasıl intihar eder? Bunun Allah katında bile bir yeri yok. Kesin ruhsal bir bunalıma girdi, ya da ciddi bir sorunu vardı.
Peki, neden bizi ahlaki bir intihara sürükleyecek olan bu programlara bağlıyız. Aramızda bu programlardan bir şeyler öğrenen var mı? Yoksa gerçekten toplum olarak ruhsal bir denge bozukluğu içerisinde miyiz?
Eğer biz millet olarak iyileşmek için bir şeyler yapmazsak , ki bu her konuda böyledir, özümüze dönmez, kendi örf ve adetlerimizi unutursak başkalarının gelip bize bunları hatırlatmasını bekleyemeyiz. Çünkü insanın kendine verdiği zararı inanın bir başkası ona veremez. Birbirimizi uyaralım, birbirimizi iyi ve güzel olana yönlendirelim. Kötü alışkanlıklarımızı bırakalım. (Kötü alışkanlık diyorum çünkü toplum ahlakı açısından en az bir alkolün insana verdiği zarar kadar zararlı programlar olduğu düşüncesindeyim.) Vaktimizi dolu dolu ve güzel değerlendirelim. Elimizdeki bu mükemmel teknolojiyi öğrenmek, bilgilenmek, kendimizi yenilemek ve geliştirmek için kullanalım. Beynimizi yıkayan, aile yaşantımızı ve toplum ahlakımızı çökerten bu tarz zararlılardan uzak duralım.