Hayatımızın her bölümünde önümüze çıkan, sıkça sorulan soruların cevaplarından biri evet, biri de hayırdır. Evlenirken, günlük yaşantımızda veya geleceğe dair yaşantımızda iyiki ya da keşke dedirten iki kelime tek başına olmazları olura, olurları olmaza çeviren hayatımızın merkezinde ki iki kelime Evet- Hayır.Bu cevabı verirken o kadar çok düşünürüz ki yanımızda ki eşimizin ,aile büyüklerimizin, dostumuzun, arkadaşımızın fikirlerini alırız.onları dinler, düşünür bazen tartışarak karar veririz. Ama asla kavga etmeyiz. Küsmez, onlara güvenmekten asla vazgeçmeyiz. Biliriz ki herkes kendi bildiği kadar doğru yada yanlış der. Bu her zaman böyle olmuştur. Böyle de olması gerekir. Çünkü tartışmadan, iki karşıt görüş olmadan, doğruyu yanlışı bilemeyiz. Yukarıda da dediğim gibi keşke yapmasaydım, demeseydim dediğiniz cevaplarda olabilir. Burada da önemli olan yanlış kararlar verdiğimizi kabul edip büyük bir erdem göstermektir. İnsanlar farklı farklıdır. O yüzden de herkesin beyin mekanizması farklı çalışır. Herkesin kendine göre doğru ve yanlış bildiği şeyler vardır. Bu sebeple kimseyi verdiği karalarla yargılayamayız. Eleştirirken acımasız, insanlık dışı hareketlerde bulunamayız. O zaman yapılan bu yanlış yapmış olduğunuz bütün doğruları götürür. Çünkü bu davranışlar toplum düzeninin bozulmasına, güven duygusunun yok olmasına, tek kelimeyle birlik ve beraberliğimizin bozulmasına yol açar. Şimdiler de insanlar o kadar farklılaşmış ki kavga ediyorlar. Ağza alınmayacak sözler söylüyorlar. Sokağa çıkmaktan, otobüse binmekten, arkadaşlarla bir araya gelmekten korkar olduk. Düşündüğünüzde bugüne kadar evinizin anahtarını bile teslim ettiğiniz komşunuzla küssünüz. Canınız sıkıldığında derdinizi anlatacağınız insanla görüşmüyorsunuz. Aile bireylerine aman deyip geçiyoruz. Evet zor zamanlardan geçiyoruz, ama unutmamak lazım aslında geçmişinize bir bakın, yaşadığınız bütün zor şeylerde yanımızda isteğimiz insanları bir bir yok etmeye çalışıyoruz. Peki bütün bunlar bittiğinde kötü şeyler söylediğimiz komşumuzun, ailemizin, büyüklerimizin yüzüne nasıl bakarız. Evet bunları düşünerek biraz daha üslubumuza dikkat ederek ,saygı ve sevgi çerçevesinde toplum ve aile düzeni bozulmadan, güven duysunu zedelemeden, birbirimizden vazgeçmeden tartışmalıyız.Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti olarak çok güçlüyüz. Dışarıdan yıkamayacakları kadar güçlü çünkü biz bu vatana kolay sahip olmadık. Bizim kavga eden insanlara değil tartışabilen, çalışkan, dürüst, güvenilir, özverili, bilgili, okumayı seven, bildiklerini anlatabilen insanlara ihtiyacımız var. Rabbim hepimiz için hayırlı olan neyse onu nasip etsin. Devletimizi, milletimizi ve vatanımız bütün kötüleri şerrinden korusun. AMİN.
