Genç Kalemler


AŞKIN EDERİ


 

Bülbül güle sormuş:

“Söyle ey gül, nedir bu aşkından çektiğim gam?”

Gül yanıtlamış:

“Sevilen ne bilsin ey bülbül, bilmez misin ki aşk bilinmez bir divan?

Seni kahreden, beni ağlatan,

Mecnun´u çöle düşüren, Ferhat´a dağlar deldiren, Kerem´i söyleten.

Çorak toprakta ansızın tohum yeşerten,

Çölde vaha bulduran, kalpte boyut açtıran,

Aklı alt eden, fikri süsleyen.

Masmavi gök, top top beyaz bulut,

Bir buket orkide, tükenmek bilmeyen umut,

İlk defa uçurtma uçuran, ilk defa tırmandığı ağaçta gömleği yırtılan çocuk,

Bir çift göz ki sadece güzeli gören,

Yaşayana bir hülya, yaşamayana heves ettiren

Yağmurdan sonra açan gök kuşağı,

Bir düğün, bir bayram havası,

İnsanı serden geçiren.

Bazen kalem kaş, kara göz

Bazen ince ruh, güzel söz.

Kimi zasman imkansız, kiminin ucunda var vuslat.

Kimi apansız eder insanı kör tutsak.

Kimi uyutmaz, hapseder geceye,

Kimi güzel bir rüyadır, uyku istemez haybeye.

Baharda kırlangıç,

Kimi faniye kimi ilaha aşık.

Lakin aşık, olsa da bedene sarmaşık, yine de aşık.

Ömrüm, şu gören gözüm, işiten kulağım bunu bilir, bunu söyler.

İşittin mi, anladın mı şimdi ey bülbül,

Aşkın değeri ne eder?”

 

Simge CAN

11/B 199

Fatih Sultan Mehmet And. Lisesi