O zamanlar çocuktuk ve her sabah ´ANDIMIZ´ı okur sınıflarımıza girerdik. Çocuktuk dedim ya. Zannedersem pek fazla anlamını kavrayamazdık. Uzun zamandır okumamış ve duymamışsınızdır. Ben bir hatırlatayım ilk başta sizlere.
´ANDIMIZ
Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!´
Belki günümüzde geçmişte okumuş olduğumuz Andımızın anlamını daha iyi idrak ediyoruz.
Türk Milleti olarak her ne pahasına olursa olsun Türk olmanın bilinciyle hareket ederek doğruluk ve çalışkanlık kavramını ve ne kadar doğru ve çalışkan olduğumuzu tekrar düşünmeliyiz.
İlkemiz olan yurdumuzu ve milletimizi özümüzden çok sevdiğimiz 2016 yılında ve henüz daha yeni başlayan 2017 yılında Türk Milleti olarak yaptıklarımızdan ve yaşadıklarımızdan anlaşılır cinste.
Ülkümüz, yükselmek.
Ülkümüz ileri gitmek.
Türk Gençliği olarak vatan ve millet sevdasıyla birlikte her alanda ülkemizi kalkındırmalıyız.
Bizlere bu toprakları tekrar yurt yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını asla ve asla unutmayarak onların Türk Gençliğine olan umutlarını boşa çıkartmamalıyız.
Bu topraklarda bilgili, birikimli, Atasını, tarihini, kültürünü, dinini, töresini bilen gençler olmalıyız ve gençler yetiştirmeliyiz. Bizler daha çocuk yaşlarda bu vatanı her daim ileriye götürme uğrunda ant içtik.
Bizler daha küçük yaşlardan itibaren varlığımızı Türk varlığına armağan eden Türk Gençliği olarak verdiğimiz anıtları ve yeminleri unutmamalıyız.
Her daim Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün biz Türk Gençliğine hitap ettiği konuşmayı da, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy´un kaleme aldığı İstiklal Marşımızı da her daim hatırlayıp Türk Gencine yakışır, tavır ve ahvalde olmalı ve geleceği yönlendirmek için çok çalışmalıyız.
Ne mutlu Türküm diyene!
